GÖK BAYRAK YENİDEN DALGALANACAK
Fikirde Birlik ve Mücadele Platformu tarafından Fatih Saraçhane Parkı'nda gerçekleştirilen programa, çok sayıda STK temsilcisi katılım sağladı. Doğu Türkistan’a ses olmak için toplanan haziruna seslenen Dr. İhsan Şenocak Hocaefendi, "Bizim 2 tane Gazze'miz var. Bugün Gazze'de neler yapıldıysa aynısı Doğu Türkistan'da da yapıldı. Doğu Türkistan'da yaşanan zulümleri, soykırımı medya yoluyla dünyaya taşıyamadığımız, Gazze ile alakalı programlara binlerce kardeşimiz gelirken mesele Doğu Türkistan olunca kardeşlerimiz bir hayalden bahsedildiğini zannediyorlar. Doğu Türkistan bin yıldan fazladır bir İslam coğrafyasıdır. Doğu Türkistan Türkiye'nin yüzölçümü itibarıyla iki katıdır. Bin yıldır orada Müslümanlar, Çin'e karşı dişe diş mücadele ediyorlar. Zaman zaman kaybettikleri oldu ama Allah ile beraber olanlara yenilme, mağlubiyet yok. Her fetretin ardından ayağa kalktılar. Çin'in saraylarını bastılar, İslam devletleri kurdular. Orada en son yıkılan devlet, 1949'daMao'nun kızıl tugayları tarafından yıkıldı. Allah'ın izniyle ümmeti Muhammed sahip çıkmasa da Doğu Türkistan'da öyle bir iman, öyle bir şecaat var ki, Allah onları Mao'nun çocukları karşısında istihdam etti. Defalarca ayağa kalkıp zulmün hesabını sorup Hazreti Muhammed Aleyhisselama ait o İslam devletlerini nasıl kurdularsa o kahramanların çocukları yine ayağa kalkacak, Kaşgar'da, Hoten'de, Yarkent'te gök bayrak yeniden dalgalanacak, o topraklar Mao'nun çocuklarına mezar olacak" diye konuştu.
CAMİLERİN YARISINI YIKTILAR
Uygur Teşkilatlar Platformu adına bir konuşma gerçekleştiren Mahmud Emin, Doğu Türkistan'da ne ibadette, ne insanlıkta, ne annelere ne de çocuklara özgürlüğün olmadığını, her şeyin kontrol altında olduğunu hatırlattı. Emin, "Camilerin yüzde 50'sinden fazlasını yıktılar. Şehir merkezlerinde olan camileri gösteriş için bıraktılar. Camilerde namaz kılmak isteyenler, cesaretleri varsa dilekçe yazarlar ve dilekçenin sonucuna göre camiye gitmesine izin verilir. İzni çıkan kişiler için günün 5 vakti camilerde yoklama alınır. Birkaç gün üst üste camiye gitmeyen birisi hemen namaza gelmediği için dilekçesi iptal edilebilir. Orada insanlar kendi mahallelerinde bulunan camide, izin aldığı cami haricinde bir yerde namaz kılamazlar. Bunu yapmalarının sebebi insanları Allah'ın dininden soğutmaktır. Camiye gelmemeleri için şeytani bir proje yapmışlar" şeklinde konuştu.
DOĞU TÜRKİSTAN’DA YAŞANANLAR BASİT BİR GÜVENLİK POLİTİKASI DEĞİL
Doğu Türkistan mücadelesi için ellerinden geleni yaptıklarını belirten Fikirde Birlik ve Mücadele Birliği Başkanı Kürşat Mican, “Doğu Türkistan’da yaşananlar basit bir güvenlik politikası değil, planlı ve sistematik bir insanlık suçudur. Çin Komünist Partisi başlattığı “Aşırılıkla Mücadele” politikasını, Uygur Türklerinin inanç ve kimliğini tamamen ortadan kaldırmak için paravan olarak kullanmaktadır. Uluslararası Af Örgütü, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği ve birçok bağımsız insan hakları raporu, Çin’in Doğu Türkistan’da yaklaşık 3 milyon Uygur Türkü’nü keyfi şekilde kamplarda alıkoyduğunu belgelemiştir. Bu kamplara “Mesleki Eğitim Merkezleri” adı verilmektedir. Oysa orada yapılan şey eğitim değil beyin yıkama, işkence ve asimilasyon operasyonudur. Kamplarda namaz kılmak, oruç tutmak, Kur’an bulundurmak, hatta Uygurca konuşmak bile “aşırılık” sayılmakta; insanlar mahkeme kararı olmaksızın ve süresiz biçimde alıkonulmaktadır. Bu kamplarda Uygur Türkü kardeşlerimiz kaplan koltuğu denilen işkence sandalyelerine, elektrik şokuna, açlığa, susuzluğa, uykusuzluğa, soğuğa ve psikolojik baskıya maruz bırakılmaktadır. Hiçbir vicdan sahibi bu zulmü görmezden gelemez” dedi.