Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı son nüfus verileri, rakamsal artışa rağmen büyük bir demografik sorunu gözler önüne serdi. 2025 yılının son çeyreğine girerken Türkiye'nin toplam nüfusu 85 milyon 980 bin 654 kişiye ulaşmış durumda. Ancak bu artış, yüzeyde göründüğü kadar olumlu bir tablo sunmuyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada vurguladığı gibi, nüfus artış hızı kritik bir seviyenin altına gerilemiş durumda.
TÜİK verilerine göre nüfus artıyor ama hız düşüyor
TÜİK tarafından üçer aylık periyotlarla hazırlanan güncel nüfus istatistiklerine göre, Türkiye nüfusu 2024 sonunda 85 milyon 664 bin 944 kişiydi. 2025'in ilk dokuz ayında 315 bin 710 kişilik artış yaşandı. Bu yükselişin 155 bin 800 kişilik kısmı ise yalnızca Temmuz ve Eylül ayları arasında gerçekleşti.
Her ne kadar sayı bazında bir yükseliş söz konusu olsa da artış oranında belirgin bir yavaşlama dikkat çekiyor. Demografik eğriler, Türkiye’nin genç nüfusa sahip olma avantajını hızla kaybettiğini gösteriyor.
Kadın-erkek dağılımı dengeli ama doğurganlıkta sert düşüş var
TÜİK’in verileri, erkek nüfusun 43 milyon 3 bin 770 kişiyle yüzde 50,02, kadın nüfusun ise 42 milyon 976 bin 884 kişiyle yüzde 49,98 olduğunu ortaya koydu. Toplamda cinsiyet dengesi korunuyor gibi görünse de doğurganlık oranları ciddi bir tehdit oluşturuyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu duruma geçtiğimiz haftalarda yaptığı açıklamada değinmiş, "TÜİK’in verilerine göre doğurganlık hızı 1,48'e geriledi. Bu, ciddi bir tehdit. Alarm zilleri çalıyor" ifadelerini kullanmıştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Bu bir felakettir, genç nüfusu kaybediyoruz!”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamaları, sadece bir demografik tespitten ibaret değil. Erdoğan, nüfus artış hızındaki gerilemenin ekonomik ve sosyal yapıyı tehdit edecek düzeye geldiğini belirtti. Özellikle çalışma çağındaki genç nüfus oranındaki düşüş, üretim gücünden istihdama, sosyal güvenlik sisteminden eğitim planlamalarına kadar birçok alanda zincirleme etkiler yaratabilir.
“Genç nüfus gücümüz eriyor” diyen Erdoğan, bu durumun bir an önce ulusal stratejiyle ele alınması gerektiğini vurguladı.
Türkiye yaşlanıyor: Uzmanlar uyarıyor
Demografi uzmanları da tabloyu ciddi buluyor. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler için genç nüfusun önemine dikkat çeken uzmanlar, doğurganlık oranının 2,10’un altına düşmesinin, nüfusun uzun vadede daralmasına ve yaşlanmasına neden olacağı konusunda uyarılarda bulunuyor.
TÜİK verileri, mevcut trendin devam etmesi halinde Türkiye’nin 2025’li yıllarda “yaşlı ülke” kategorisine girmeye aday olduğunu gösteriyor.
Göçle gelen artış, doğal artışın önüne geçiyor
Türkiye’de nüfus artışındaki bu yavaşlama, göçle gelen nüfusun etkisiyle kısmen dengeleniyor. Özellikle büyükşehirlerdeki artışın önemli bir kısmı doğal nüfus artışından değil, dış ve iç göçten kaynaklanıyor. Ancak bu durum, sosyal uyum ve kentleşme açısından da yeni sorunların kapısını aralıyor.