İddianamede ortaya konan bulguların, Sayıştay’ın iki yıl önce kayda geçirdiği tespitlerle örtüşmesi dikkat çekiyor. 510 milyon liralık dev ihalede rekabetin bilinçli olarak daraltıldığı ve kısmi teklifin kapatılarak sürecin adrese teslim hale getirildiği öne sürülüyor. Medya A.Ş.’nin aldığı işleri istisna limitlerinin altına bölerek alt yüklenicilere yönlendirdiği iddiası, denetim raporlarındaki dağıtım anomalisini doğrular nitelikte değerlendiriliyor. Savcılık, bu yöntemlerle belediye iştiraklerinin sistematik biçimde kullanıldığını ve “Sistem” adı verilen bir yapı içinde talimat zinciri oluşturulduğunu savunuyor.
Sayıştay ise aynı dönemde İBB’nin tanıtım materyallerini İstanbul dışına dağıtmasının hem mevzuata hem de tasarruf tedbirlerine aykırı olduğunu kayda geçirmişti. Rapor, belediyenin mahalli sınırlarını aşarak ulusal ölçekte tanıtım faaliyeti yürüttüğünü tespit etmişti. Savcılık dosyasında yer alan yetki aşımı ve hizmet kapsamı genişletme iddiaları, böylece denetim kayıtlarında karşılığını bulmuş oluyor. Alt yüklenici dağılımlarındaki mali bölünmelerle şehir dışına yönelen tanıtım faaliyetleri arasında tutarlı bir yöntem benzerliği dikkat çekiyor.
Savcılıktan önce Sayıştay, süreçte kamu kaynaklarının yerel sınırlar dışına taşınmasının ciddi bir sorun alanı oluşturduğunu vurguluyor. Ortaya çıkan tablo, ihalenin kurgulanışından uygulamasına kadar çok katmanlı bir kontrol zaafını işaret ediyor.
