Çağlar ÇAĞATAY
Demir ve demir dışı metaller sektörünün 2024 yılının değerlendirildiği ve 2025 yılına ilişkin beklentilerin anlatıldığı basın toplantısında konuşan Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkan Vekili ve İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Tecdelioğlu, sektörün 2022'de ulaştığı 14,4 milyar dolar ihracattan sonra 2023 ve 2024'ü 12,5 milyar dolarla tamamladığını söyledi.
BÖLGESEL NORMALLEŞME İHRACATÇIYI UMUTLANDIRDI
Yılın son aylarında Suriye'deki savaşın bitmesi ve ABD’de Trump yönetiminin Çin'e getireceği kısıtlamaların Türkiye üzerindeki olumlu etkilerinin görülmeye başladığını anlatan Tecdelioğlu, 2025'e çok daha umutlu olarak baktıklarının altını çizdi.
Bu yıl Türkiye için yeni fırsatların doğmasını beklediklerini kaydeden Tecdelioğlu, şunları söyledi: "Suriye'deki durumun normalleşmesinin ardından İsrail-Filistin ve Ukrayna-Rusya savaşlarının biteceği yönünde beklentiler giderek artıyor. Türkiye için en büyük fırsatlar bu savaşların bitmesinin ve bölgenin normalleşmesinin ardından gelecek. Sadece Rusya bölgesinde 10 milyar dolarlık bir pazar kaybı yaşadık. Suriye'de de aynı şekilde çok ciddi kayıplarımız oldu. Biz Suriye'de müteahhitlik hizmetleri, altyapı, üst yapı, eğitim, barınma ve bu başlıkla ilgili en az 10 milyar dolar ve üzerinde bir ekstra pazar yakalayacağımızı tahmin ediyoruz. Savaşlar nedeniyle kaybedilen pazarlar Türkiye'nin önünde büyük bir potansiyel olarak duruyor. Ayrıca Türkiye dünyada tedarik zincirinde çok önemli bir ülke. Bunu iyi değerlendirmemiz lazım."
ABD'de Trump yönetimi ile birlikte Çin'e ve diğer Uzakdoğu ülkelerine uygulanacak tedbirlerin de Türkiye'ye avantaj sağlayacağına işaret eden Tecdelioğlu, "Avrupa ve Amerika otomotivden elektroniğe, makinadan elektriğe kadar birçok önemli sektörü Çin'e kaptırmış durumda ve tüm dünyada Çin'e ve Uzakdoğu'ya karşı bir eylem var, koruma duvarları örülmeye başladı. Türkiye'nin bu fırsatı görüp dünyaya partner olabilecek ülke konumunu güçlendirmesi gerekiyor. Yan sanayideki güvenilir ülke, güvenilir tedarik zinciri ülkesi olma statümüzü kaybetmememiz gerekiyor. Tedarik zincirimizi Çinlileri araya sokmadan devam ettirmek zorundayız." dedi.
52 ETKİNLİKLE 14 MİLYAR DOLAR İHRACAT HEDEFİ
Sektör olarak her yıl çift rakamlı büyümeyi hedeflediklerini söyleyen Tecdelioğlu, "Yüzde 10 civarında bir büyüme ile 2025'i 14 milyar dolar ihracatla tamamlamayı amaçlıyoruz. Savaşlarla kaybettiğimiz pazarlar yanında yeni pazarlar bulma yönündeki çalışmalarımız da devam edecek. Yurtiçinde ve yurtdışında toplam 52 etkinlikle 2025'e damga vurmayı hedefliyoruz." diye konuştu.
2025 yılında uygulanacak ekonomi politikalarının 2024 ile benzer olacağını ve bir değişiklik beklemediklerini belirten Tecdelioğlu, ihracatçının biraz daha rahatlayıp rekabet edebilmesi için Eximbank ve diğer bankalara büyük iş düştüğünü vurguladı.
Son dönemde Çinli firmaların Türkiye'ye olan ilgisine de dikkat çeken Tecdelioğlu, "Özellikle alüminyum sektöründe ve ona bağlı hırdavat sektöründe Çinli ve Uzakdoğulu firmaların Türkiye'ye yatırım yapmak istediklerini, Türkiye'de fabrikalarla görüştüklerini ve organize sanayi bölgelerinde yer baktıklarını duyuyoruz, görüyoruz, haberler alıyoruz. Koruma duvarları hem Avrupa Birliği'nde hem de Amerika pazarlarında yükseltilince Çinliler B planı olarak üretim yapacakları ülkeleri ön plana çıkarıyorlar. Türkiye'yi önemli ve kolay ticaret yapılabilir bir ülke olduğu için tercih ediyorlar" dedi.
BAKIR, ALÜMİNYUM VE HIRDAVAT İYİ GİDİYOR
Demir ve demir dışı metallerin alt sektörlerine de değinen Tecdelioğlu, bakırda miktarda yüzde 4,79'luk, değerde de yüzde 7,84'lük bir artış olduğunu kaydeden Tecdelioğlu, "En büyük ikinci sektörümüz alüminyumda da miktarda yüzde 7,34, değerde yüzde 0,89'luk bir artış var. Alüminyumun birim fiyatı yüzde 6 düşmesine karşın miktarda ve değerde artı yazması bence alüminyum sektörünün ciddi bir başarısıdır. Hırdavatta da yüzde 8,27'lik bir birim fiyat düşüşüne karşın miktarda ve değerde artışlar yaşanması sektör açısından son derece önemli" dedi.